Senirkent Hava Durumu
Senirkent Hakkında
Senirkent, Isparta’ya 75 km uzaklıkta, Eğirdir Gölü’nün kuzey kısmında yer alan bir ilçedir. Hoyran Gölü adı verilen bu bölge, vadiler arasında konumlanmıştır. İlçenin iklimi, yaz aylarında sıcak ve kurak, kış aylarında ise sert ve yağışlıdır. Senirkent’in yüzölçümü 600 km² olup denizden yüksekliği 1010 m’dir.
Senirkent, zengin faunasıyla dikkat çeker ve av turizmi için uygun bir potansiyele sahiptir. Aynı zamanda Gelincik Dağı bölümünde rock climbing, alpinizm ve absailing gibi dağcılık aktivitelerine olanak tanır.
İlçenin bağlarında yetişen üzümler, sadece lezzetli olmakla kalmaz, aynı zamanda geleneksel yöntemlerle üretilen üzüm pekmezi ve üzüm kurusuyla da ünlüdür. Sofranızı Senirkent üzümü ile zenginleştirebilirsiniz. Senirkent, her yıl Eylül ayında düzenlenen Senirkent Kültür, Sanat ve Üzüm Festivali ile öne çıkar. Ayrıca, banak, goruk sulu bamya yemekleri, samsa tatlısı ve tahinli pide gibi yerel lezzetleri tatmadan ve Santral Mesireliği’ni gezmeden bu güzel ilçeden ayrılmamanızı öneririz.
Tarihte Senirkent
Senirkent ilçesi, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeker. İlçe sınırları içinde yer alan Yassıören Höyük, Güreme Höyük, Garip Höyük, Tohumkesen Höyük, Aralık Höyük ve Gençali Höyük gibi alanlarda, Tunç Çağı’na (MÖ 3000-1200) ait malzemeler bulunmuştur. Bu antik yerleşimler, bölgenin tarihine ışık tutan önemli arkeolojik izler sunar.
Tymandos Antik Kenti ise Pisidia bölgesinin kuzey batısında, Yassıören Kasabası yakınlarında yer alır. Kentin kuruluş tarihi belirsiz olsa da Ptolomaios’ta “Talbonda”, Ortaçağ kilise kayıtlarında “Tymandos” veya “Tymandros” olarak geçer. Kentten günümüze kalma somut kalıntılar olmasa da Yassıören’de bulunan Roma Dönemi mimari parçalar ve Greko-Pers üslubundaki mezar stelleri, bölgenin tarihine önemli katkılarda bulunur.
1176’da gerçekleşen Miryakefalon Savaşı sonrasında, Uluborlu ve Senirkent çevresi 1182’de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Hamitoğulları Beyliği’nin hakimiyetine geçen bölge, Osmanlı Devleti’nin sınırları içine alınmış ve 1370 yılında Oğuzların Kayı boyundan gelen Türkler tarafından Senirkent kurulmuştur. Şehre, “Eğimli arazi üzerine kurulmuş şehir” veya “Sınır boyundaki şehir” anlamına gelen “Senirkent” ismi verilmiştir.
Senirkent, tarihi eserleri ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkar. Veli Baba Sultan Türbesi ve Camii, Şeyh Ahmet Sultan Türbesi ve Camii, Dağıstanlı Hacı Mustafa Efendi Türbesi ve Camii, Zekeriya Sultan Veyis Baba Türbesi ile Pazar Camii ve Senirkent Hamamı gibi yapılar, ilçenin geçmişine tanıklık eden önemli yapıtlardır. Bu miras, ziyaretçilere tarihin derinliklerinde bir yolculuk yapma fırsatı sunar.
Veli Baba Sultan Türbesi
Veli Baba Sultan Türbesi, Senirkent’in 3 km kuzeyinde yer alan Uluğbey (eski adı İlegöp) Kasabası’nda konumlanmıştır. Kayıtlara göre, Veli Baba, 1533 yılında Uluğbey’de doğmuş ve 16. ile 17. yüzyıllar arasında yaşamış önemli bir şahsiyettir.
Tarihi kayıtlara göre, M. 1613 / 1630 yıllarında IV. Murat’ın başkumandanı Murtaza Zor Paşa, Bağdat Seferi için İç Anadolu, Ege ve Akdeniz yöresinden asker toplamak üzere Uluğbey’e uğramıştır. O dönemde türbenin bulunduğu alan, açık bir mezarlık şeklindeyken, Veli Baba’nın Murtaza Zor Paşa’ya gösterdiği misafirperverlik ve samimiyet üzerine, paşa tarafından türbenin inşa edilmesi ve yanına bir cami eklenmesi istenir. H. 1038 / M. 1622’de Murtaza Zor Paşa’nın Bağdat Kalesi önünde şehit düşmesi nedeniyle türbenin yapımı yarım kalır. Ancak 1858 yılında köy halkından Ramazan Bin Halil’in yardımıyla tamamlanır. Türbe, Veli Baba’nın aile üyelerinin, büyük dedelerinin ve amcasının mezarlarını içinde barındırmaktadır.
Her yıl Ağustos ayında, Veli Baba Sultan’ın anısını yaşatmak amacıyla Uluğbey Kasabası’nda kültür ve sanat etkinlikleri düzenlenmektedir. Türbe, ziyaretçilere tarihi bir atmosfer sunmakla kalmayıp, bu özel etkinliklerle Veli Baba Sultan’ın mirasını canlı tutmaktadır.
Gelincik Dağı
Gelincik Dağı, Isparta şehir merkezine 70 km mesafede, Eğirdir-Barla yolu üzerinde konumlanmıştır. Dağın ormanlık sahaları, yoğun bir yaban hayatı potansiyeline ev sahipliği yapmaktadır. Bu alanlar aynı zamanda kırmızı orman karıncası için doğal bir habitat oluşturmakta olup, kuzey yarım kürenin en güney sınırını oluşturmaktadır. Dağın 1100-2900 rakım arasındaki sahalarında, sedir-karaçam ormanları ve ardıç ağaçları gibi çeşitli bitki örtüleri gözlemlenmektedir. Gelincik Dağı biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir floraya sahip olup, anıt nitelikte sedir ağaçları ile kaplı eşsiz bir sedir ormanına ev sahipliği yapmaktadır. Bu dağda ayrıca soğanlı bitkiler, tıbbi ve aromatik özelliklere sahip bitkiler de yoğun olarak bulunmaktadır. Gelincik Dağı’nda toplamda 127 çeşit endemik takson tespit edilmiştir.
Dağın faunası zengin bir yaban hayatı potansiyeline sahip olup, av turizmi açısından oldukça elverişlidir. Ayrıca, bölgede rock climbing, alpinizm ve absailing gibi dağcılık aktiviteleri de gerçekleştirilebilmektedir. Genel saha içinde Kapı Dağı ve Çam Dağı bölümünden izlenebilen eşsiz manzaralar, Gelincik Dağı’nı ziyaret edenler için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır. Özellikle turizm amaçlı popüler bir mevki olan Çam Dağı, doğal güzellikleriyle birçok ziyaretçiyi cezbetmektedir.
